Ev Site Página 160

WhatsApp'ta Üretken Yapay Zeka: Şirkette etkili bir şekilde nasıl uygulanır?

Allanis Grum
-
0
WhatsApp'ta Üretken Yapay Zeka: Şirkette etkili bir şekilde nasıl uygulanır?

O WhatsApp deixou de ser um canal exclusivo para comunicação pessoal, se tornando uma das plataformas mais utilizadas no mercado para aproximar e aperfeiçoar a comunicação com seus clientes. Surfando a onda dessa popularidade, a incorporação da IA Generativa neste sistema de mensageria já tem se provado como algo altamente capaz de elevar a eficácia deste relacionamento por meio de conteúdos mais personalizados e enriquecidos – desde que seu processo seja devidamente estruturado e desenhado para que traga este maior retorno sobre o investimento realizado.

A Meta impõe diretrizes rigorosas para o uso empresarial do WhatsApp, o que eleva o desafio de manter uma comunicação assertiva e relevante. Mensagens excessivas ou fora do perfil dos usuários podem resultar em penalizações. Nesse cenário, a IA Generativa se destaca como uma aliada estratégica, oferecendo escalabilidade e personalização ao adaptar a linguagem das campanhas de forma inteligente. Estimativas apontam que chatbots baseados nessa tecnologia podem gerar uma receita incremental de US$ 16,6 bilhões em 2025, podendo ultrapassar US$ 45 bilhões até 2030.

Ao personalizar mensagens de maneira inteligente e evitar abordagens genéricas, a IA Generativa contribui para uma comunicação mais relevante, que respeita o espaço pessoal do usuário. Isso reduz rejeições, aumenta o engajamento e melhora a qualidade dos dados coletados, fortalecendo a reputação da marca no canal.

O nível de complexidade para implementação varia conforme o porte e a estrutura da empresa. Pequenos negócios podem enfrentar barreiras técnicas e operacionais, enquanto grandes empresas têm maior potencial de escala, mas precisam integrar a IA a uma estratégia omnichannel que garanta fluidez na jornada do cliente, independentemente do canal.

Não há restrições de seu uso quanto ao porte ou segmento do negócio. Porém, existem três fatores chave que precisam ser ponderados a fim de confirmar se essa escolha é, de fato, válida e benéfica de ser investida: o volume de interações, se possui uma quantidade significativa que justifique o investimento nesta automação; a estruturação dos dados corporativos, apoiado por ferramentas de mensuração como CRMs que tragam esses ativos confiáveis e em tempo real; e uma melhor compreensão da jornada de seu cliente, entendendo onde a IA Generativa pode melhorar essa experiência e demais aspectos como suporte, prospecção ou retenção de clientes.

Vale reforçar que a IA Generativa não é uma solução plug-and-play. Sua eficácia depende de um planejamento bem definido, com mapeamento de personas e compreensão profunda dos momentos-chave da jornada. Definir o tom de voz da marca e aplicá-lo no WhatsApp também é essencial para manter uma identidade consistente em todos os pontos de contato.

Defina o tom de voz da sua marca e insira esses elementos dentro do WhatsApp, reforçando a identidade do seu negócio em toda comunicação feita. E, para que haja uma integração assertiva da IA Generativa neste canal, contar com o apoio de um parceiro especializado elevará a segurança e performance do uso desta tecnologia no relacionamento entre as partes.

A inteligência artificial é viva e, quanto mais é interagida, maior será seu aprendizado contínuo. Por isso, deve ser monitorada constantemente, sendo refinada com base nas oportunidades identificadas e ajustada com base nos dados reais colhidos através de ferramentas de mensuração como os CRMs e ERPs.

Por fim, o sucesso da IA Generativa no WhatsApp não depende apenas da conexão entre sistemas, mas da continuidade estratégica. Investir, com o apoio de especialistas, em uma abordagem com fallback inteligente – ativando canais alternativos quando a mensagem não for entregue – e oferecendo atendimento humano sempre que necessário, é o que assegura que o cliente receba a mensagem certa, no canal certo, na hora certa.

Dijital veri kaçırma, işletmeler için büyük bir tehdittir

E-Ticaret Uptate
-
0
Dijital veri kaçırma, işletmeler için büyük bir tehdittir

Son yıllarda fidye yazılımı saldırıları Brezilya'daki ve dünya çapındaki şirketler için en büyük siber tehditlerden biri haline geldi. Bu çerçevede, PG Advogados'tan dijital hukuk uzmanı avukat Gabriel Araujo Souto, şirketlerin ve profesyonellerin bu tür suçların mağdurları olduğunda atması gereken temel yasal adımları açıklıyor.

“Birçok şirketin yaptığı ilk hata, uzmanlaşmış hukuki tavsiye olmadan hareket etmektir” diye uyarıyor avukat, Ona göre, verileri kurtarmak için acele, birçok kuruluşun hukuki durumu ağırlaştırabilecek aceleci kararlar almasına yol açıyor. “Örneğin fidye ödemesi Brezilya'da bir suç değil, ancak etik ve yasal sonuçlar getirebileceği için dikkatle analiz edilmesi gerekiyor” diye açıklıyor.

Uzman, bir saldırı sonrasında ihtiyaç duyulan üç yasal önlemin altını çiziyor:

1.   Kanıtların korunması ''Etkilenen sistemlerin teknik rehberlik olmadan bağlantısının kesilmesi, soruşturmalar için önemli kanıtları yok edebilir;

2.   Yetkililere bildirim (Kişisel Verilerin Korunması Genel Kanunu), kişisel verilerin sızdırılması durumunda 72 saat içinde ANPD'ye (Ulusal Veri Koruma Kurumu) iletilmesini gerektirir;

3.   Sözleşme analizi . Veri koruma konusunda müşteriler ve tedarikçilerle olan yükümlülüklerin doğrulanması esastır.

Souto, önleme amacıyla şirketlerin BT satıcılarıyla yapılan sözleşmelere belirli siber güvenlik maddeleri eklemesini tavsiye ediyor; yasal gerekliliklere uygun bir olay müdahale planı geliştirmek; ve veri koruma standartlarına uygunluğu doğrulamak için periyodik denetimler gerçekleştirin.

Dijital güvenliğin yasal yönü genellikle çok geç olana kadar gözden kaçırılır. Önleyici tavsiyeler yalnızca saldırının kendisinin zarar görmesini değil, aynı zamanda yıllarca devam edebilecek yasal sonuçları da önleyebilir” diye bitiriyor uzman.

Dijital katılım finansal güçlenmenin yeni itici gücü mü?

Laila Martins
-
0
Dijital katılım finansal güçlenmenin yeni itici gücü mü?

İnternet erişiminin ve dijital platformların kullanımının genişlemesiyle, milyonlarca Brezilyalı kişi dijital beceri edinme, girişimcilik ve dijital pazara dahil olma fırsatları buldu. 2024 Evler TIC araştırmasına göre, nüfusun 'ü internete bağlı ve 'ü ağı profesyonel veya eğitimsel faaliyetler için kullanıyor; bu da bağlantının ekonomik ve sosyal gelişme için köprü olarak nasıl güçlendiğini gösteriyor.

Bu ilerleme, yine de, gelir yaratma ile sınırlı değil. Tarihi eşitsizlikleri ele almak, daha önce sadece bir kesim vatandaşın erişimine açık olan kaynaklara erişimi genişletmek için somut bir fırsat sunuyor. Bu potansiyelin tam olarak gerçekleşmesi için, dijital altyapı, mesleki eğitim ve bağlı ekonomiye herkesin aktif katılımını içeren teknolojilere yatırım yapmak gerekiyor.

Dijital entegrasyon nasıl gelir fırsatları yaratıyor?

İnternet, önceden erişilemez gibi görünen kapıları açtı. Her yerden çalışmak, serbest çalışan olarak ek gelir elde etmek veya bir hobiyi kendi işine dönüştürmek artık birçok insan için gerçek oldu. Esnekliğe ihtiyaç duyan veya geleneksel pazarda zorluk yaşayanlar, dijitalde daha demokratik bir alan buluyor. Çevrimiçi girişimcilik de daha basit ve ucuz hale geldi, çünkü başlamak için sadece bir cep telefonu ve iyi bir fikir yeterli. YouTube, TikTok ve Instagram gibi sosyal medya platformları, para kazanma platformlarına dönüşürken, elektronik ticaret büyümeye devam ediyor ve yeni ufuklar açıyor.

İnternete erişime sahip olmak yeterli değil, onu kendi yararınıza kullanmayı bilmek gerekiyor. Dijital eğitim platformları, pazarda değer gören beceriler geliştirmeye yardımcı olan pratik kurslar sunuyor; bu da iş değiştirip veya ek gelir kaynağı bulmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca, affiliate pazarlama ve tavsiye programları gibi stratejiler, herhangi bir kişinin tüketicileri ürün ve hizmetlerle buluşturarak para kazanmasını sağlıyor. Daha fazla bilgi ve erişilebilir araçlarla, mali bağımsızlık yolculuğu giderek daha erişilebilir hale geliyor.

E-öğrenme şirketleri (edtech'ler) bu dönüşümde temel bir rol oynuyor. Eğitim olanakları sunmanın yanı sıra, birçok şirket profesyonelleri gerçek dünya bakış açılarıyla buluşturmak için işletmelerle ortaklıklar kuruyor. Yoksul topluluklar için tasarlanan projeler, daha fazla insanın dijital ekonomiye katılmasını sağlayarak cihaz ve bağlantı erişimi sağlıyor. Sonuçta, dijital kapsayıcılık sadece teknolojiyle ilgili değil; herkesin büyümesi, girişimcilik yapması ve daha iyi bir yaşam kurması için eşit fırsatlar sunmakla ilgili.

Çabalar ve Yollar

Yolda hala engeller var. Uygun altyapı olmadığı sürece milyonlarca insan kaliteli internet erişiminden yoksun kalmaya devam ediyor, bu da çalışmayı, öğrenmeyi ve büyümeyi sınırlandırıyor. 2024 Evlerdeki İKT Araştırması verileri, halen 29 milyon Brezilyalı'nın internet erişimine sahip olmadığını ortaya koyarak ülkede dijital kapsayıcılık alanındaki zorlukları vurguluyor. Ve düzenli olarak ağı kullananlar arasında bile, sadece 22%'si, kullanım sıklığı, bağlantı kalitesi, uygun cihazlara erişim ve dijital beceriler gibi faktörleri dikkate alan "önemli bir bağlantı"ya sahip.

Yani, yetersiz yetkinlik, pek çoğunun teknoloji tarafından sunulan olanaklardan yararlanmasını da engelliyor. Aynı zamanda, sanal işlemlerdeki artış, finansal dolandırıcılık gibi yeni riskler ortaya çıkarıyor ve dijital güvenlik bir öncelik haline getiriyor. Etkili kamu politikaları olmadan, dijital eşitsizliklerin derinleşmesi eğiliminde.

Öte yandan, teknolojik ilerlemeler, kat etmemiz için yolları açmaya devam ediyor. Yapay zekâ, insanların ve şirketlerin daha stratejik görevlere odaklanmasını sağlarken, dijital işletmeler veri ve otomasyona dayanarak yapılandırılıyor. Online eğitim, coğrafi engelleri aşarak bilgiye erişimi genişletiyor ve yaratıcı ekonomi ve NFT'ler gibi yeni gelir elde etme biçimleri, gelir elde etme yolları açıyor.

E-ticaret, dijital girişimciliği demokratikleştirerek güçlenmeye devam ediyor. Dropshipping ve affiliate pazarlama gibi modeller, girişimcilerin piyasaya girmesini kolaylaştırıyor. Serbest çalışma modeli de gelişiyor, profesyonelleri dünyanın her yerindeki fırsatlarla buluşturuyor.

Bağlantı, yetkilendirme ve güvenlik yan yana ilerlediğinde, dijital bir ayrıcalıktan dönüşüm vektörüne dönüşür. Ekonomik gelecek, herkesin bu ortamda aktif rol almasına bağlıdır ve gerçek finansal güçlendirme, teknoloji eşitliğe hizmet ettiğinde ortaya çıkar.

2017 yılında, sadece 24 yaşında olan Laila Martins, edtech şirketini kurdu. "Saber em Rede" translates to **"Ağda Bilgi"** or **"Ağ Bağlantılı Bilgi."** Ağ bağlantılı bilgi is a slightly more literal and precise translation, conveying the idea of knowledge networked. The simpler "Ağda bilgi" is more natural-sounding in Turkish.O CEO'luk görevinden bu yana şirketin başında olan Laila, sadece beş yılda şirketin değerini 50 milyon Brezilya reali'ne çıkardı. Yeni öğrencilerin erişimini ve akademik topluluğun değerini artırma amacıyla yeniliğe odaklanan Laila, eğitimi yaymak ve bu süreçte insanların girişimci olmasını sağlamak amacıyla şirketi kurdu. Yenilikçi ve girişimci ekosisteminde aktif olan yönetici, 2020'den beri Brezilya Startuplar Derneği, SEBRAE ve Inovativa'nın hızlandırma programlarında mentörlük yapıyor. 2023 yılında Laila, ülkedeki inovasyon ve yatırım ekosistemini teşvik etmek için diğer girişimcilerle bir araya gelerek X5 Ventures adlı bir Venture Builder kurdu. 

Chega Mais: PagBank lança Campanha para mostrar que, com suas soluções, os negócios podem vender mais

E-Ticaret Uptate
-
0
Chega Mais: PagBank lança Campanha para mostrar que, com suas soluções, os negócios podem vender mais

O PagBank, banco digital de serviços financeiros e meios de pagamentos, estreou ontem, terça-feira (15), no intervalo do Jornal Nacional, na Rede Globo, a campanha publicitária “Chega Mais” para mostrar que suas soluções e serviços oferecem facilidades para o dia a dia do pequeno e microempreendedor.  

Como destaque no filme, o PagBank apresenta a solução ‘Tap On’, que transforma o celular do empreendedor em uma maquininha de cartão, possibilitando aceitar pagamentos por aproximação, em qualquer momento ou lugar, por meio de cartões de crédito com as principais bandeiras de cartão, carteiras digitais e relógios inteligentes. Além disso, os vendedores conseguem receber o dinheiro das vendas na hora, com taxa zero e por meio de uma experiência de vendas prática e segura. Para tê-lo, o empreendedor só precisa baixar o app PagBank, de forma grátis, selecionar a opção Tap On e começar a vender.   

“Ao som da icônica música Chega Mais, de Rita Lee e Roberto de Carvalho, convidamos os empreendedores brasileiros a ‘chegarem mais no PagBank’. Afinal, oferecemos as melhores soluções com uma oferta exclusiva de lançamento que inclui taxa zero e o dinheiro das vendas disponível na hora”, comenta Raphael Farias, diretor de marketing do PagBank. A produção destaca a versatilidade do PagBank, mostrando que suas soluções são acessíveis a todos os tipos de negócios. 

A atriz e garota propaganda do PagBank, Luisa Arraes, protagoniza a peça publicitária e apresenta também a tagline “Seu negócio vende mais”, de forma a consolidar o posicionamento do PagBank como o parceiro do empreendedor brasileiro. 

A campanha será veiculada no UOL, outras mídias online, TV aberta, mídia impressa, rádio e OOH. Para assistir ao filme, buraya tıkla. 

Müşteri sayısı bakımından ülkenin en büyük dijital bankalarından biri olan PagBank, yüz yüze ve online satış araçları, bireyler ve şirketler için tam dijital hesap ve ayrıca Bordro gibi finansal yönetime katkıda bulunan özellikler sunuyor.PagBank'ta kredi kartının garantili bir limiti vardır ve yatırımlar kartın kendisi için bir limit haline gelir, müşterilerin kazançlarını artırır, ayrıca faturada para iadesi oluşturur.PagBank'ta FGTS'de aktif ve aktif olmayan bakiyesi olanlar, doğrudan PagBank uygulaması aracılığıyla emekliler ve emekliler için gönderilen INSS'yi işe almanın mümkün olmasının yanı sıra, öngörü talebinde bulunabilirler.

FCamara ile ortaklaşa çalışan Orange Hub, 400 katılımcı ekleyerek Portekiz'e genişliyor

E-Ticaret Uptate
-
0
FCamara ile ortaklaşa çalışan Orange Hub, 400 katılımcı ekleyerek Portekiz'e genişliyor

Orange Juice teknoloji topluluğundan profesyonellere yönelik eğitim programının bir girişimi olan Orange Hub, Brezilya'daki operasyonlarını önemli sayılarla birleştiriyor.2022'deki kuruluşundan bu yana, teknoloji alanından 400'den fazla kişi, FCamara Grubu'nun bulut ve siber güvenliğine odaklanan bir şirket olan FCamara 1 Brezilya çok uluslu teknoloji ve yenilik & SGA'nın ofislerindeki faaliyetlere katıldı.Katılımcılar teknolojik çözümler geliştirme ortamını deneyimleme ve şirketin uzmanlarının mentorluğuna güvenme fırsatı buldu.Bugüne kadar bu katılımcılardan 11'i FCamara tarafından işe alındı.

Proje, hem ortak şirketlerin çalışanlarını hem de projelerin tüm gelişimini yakından izlemekle ilgilenen profesyonelleri tek bir alanda bir araya getirmek amacıyla oluşturuldu.5 ilk haritalamadan büyük kuruluşlara yönelik çözümlerin uygulanmasına kadar. Ayrıca Portakal Suyu topluluğunun üyeleri, Discord'daki etkileşimler, mentorluk ve canlı yayınlar, öğrenme ve ağ oluşturma fırsatlarını genişletme gibi diğer girişimlere de katılabilir. Bağlantı tarafından yıl boyunca herhangi bir zamanda kayıt yapılabilir https://tech.orangejuice.com.br/orangehub. 

FCamara Teknik Üyesi Joel Backschat, “Bir FCamara'nın misyonu, teknoloji topluluğunun gelişimine aktif olarak katkıda bulunmaktır. Deneyimlerimizi ve öğrendiklerimizi dış profesyonellerle paylaşarak gerçek bir bilgi alışverişinin kapılarını açtığımıza inanıyoruz” diyor. “Bu değişim, teknoloji ekosistemini bir bütün olarak güçlendirmek ve aynı zamanda kendi projelerimize yeni bakış açıları getirmek için çok önemlidir. Bizden öğrenmek ve aynı zamanda fikirlerini ve deneyimlerini sunmak isteyenler için her zaman açık kapılarız.”

Başarı davası

Kasım 2024'ten bu yana FCamara'da tam yığın geliştiricisi olan Leonardo Souza, merkeze katılımı sırasında açılan kapılar nedeniyle şirkete katıldı. “FCamara ile 2023 yılında bir Portakal Suyu etkinliğinde tanıştım, kendisi FATEC'te beslenme uzmanı ve İnternet Sistemleri öğrencisiyken. Perşembe günleri eğitim ve ağ kurmak için ortak çalışmaya katılma fırsatını değerlendirdim, alana 1,5 yıl katıldım. Bu dönemde gönüllülerin de dahil olduğu projeler geliştirdim ve bu da şirketin dikkatini çekti. İşbirlikçi, aylarca süren özverinin ardından işe alındığımı söylüyor. 

Ortak çalışma Sao Paulo ve Santos'taki (SP) FCamara ofislerinde ve Belo Horizonte'deki (MG) SGA'da mevcuttur.

Uluslararası genişleme 

Şimdi, girişim uluslararası genişleyecek.merkez Paulo Felix, Avrupa ülkesinde şirketin Hizmetleri Müşterileri direktörü desteği ile Portekiz'de FCamara ofisinde uygulanacaktır. 

Felix, “Amaç, Portekiz ve diğer Avrupa ülkelerinden gelen yeteneklere çalışma şeklimizi takip etme şansı vermenin yanı sıra ekiplerimizi tamamlayan yetenekleri çekmek, fikir eklemek ve giderek farklılaşan çözümler sunmaktır” diye açıklıyor.

İster Brezilya'da ister Portekiz'de olsun, Orange Hub bilgi ve deneyim alışverişi amacını takip ediyor Proje, teknoloji topluluğu üyelerinin bir projenin geliştirilmesinin tüm aşamalarının pratik vizyonuna yaklaşma olanakları sunarken, FCamara pazarın yeteneklerinin ne eklemek zorunda olduğunu bilmek ve şirkete veya pazara yeni çalışanların gelişi için yollar açmak için açılır.

Portakal Suyu: girişimin şemsiyesi

2017 yılında oluşturulan Orange Juice, teknoloji profesyonellerini eğitiyor ve halihazırda 9 binden fazla üyesi var. Topluluk, ücretsiz çalışma parkurlarının yanı sıra halihazırda 18 binden fazla kaydı bulunan Bireysel Gelişim Planlarının (ÜİYOK'ler) oluşturulmasına ayrılmış bir alan sunuyor. FCamara ortaklığıyla Eğitim Programı aracılığıyla 600'den fazla profesyonel yetiştirdikten sonra girişim, teknoloji pazarına yönelik yeteneklerin geliştirilmesinde katalizör olarak kendini pekiştirdi.

Eğitim Programının 2024 yılındaki son edisyonunda FCamara tarafından Portakal Suyu aracılığıyla yaklaşık 20 mezun işe alınmış ve programdan geçen onlarca katılımcı şirketin uluslararası projelerine katılabilmiştir.

Program sadece teknik öğrenmeyi değil, aynı zamanda davranışsal becerilerin gelişimini teşvik etmek, profesyonelleri pazar taleplerini karşılamaya hazırlamak için öne çıkıyor.Toplumda yapılan bir ankette, 40% üyeleri kariyer göçü sürecinde olduklarını söyleyerek, Portakal Suyu'nun katılımcılarının profesyonel dönüşümündeki etkisini vurguladı.

A tecnologia tem um potencial mais revolucionário quando aplicada em conjunto com a inteligência humana

Thales Zanussi
-
0
A tecnologia tem um potencial mais revolucionário quando aplicada em conjunto com a inteligência humana

Falar sobre inovação empresarial hoje em dia é, inevitavelmente, falar de tecnologia — especialmente sobre inteligência artificial. Ainda sim, a transformação não nasce da máquina. Até porque, ainda que os sistemas avancem em velocidade exponencial, é o ser humano que continua decidindo os rumos do negócio e operando as ferramentas. Por isso, quando discutimos mudanças digitais, também estamos falando de estratégia, cultura e pessoas.

A IA, por exemplo, já vem otimizando operações em diferentes frentes. De um lado, ela permite automatizar tarefas repetitivas e reduzir erros. Do outro, ajuda a personalizar o atendimento ao cliente em escala, por meio de assistentes virtuais e análises preditivas que orientam campanhas mais certeiras. Segundo a Gartner, até 2026, mais de 70% das empresas do mundo todo irão utilizar o recurso para melhorar a experiência do consumidor e a eficiência interna. E quem souber fazer isso de forma alinhada com a inteligência humana, sai na frente.

O impacto é ainda mais claro quando olhamos para a questão da produtividade. Um estudo da McKinsey mostra que a adoção de IA e automação pode elevar em até 40% o desempenho das equipes. Ou seja, as máquinas assumem parte do esforço operacional e os profissionais passam a ter mais tempo para decisões estratégicas e atividades de maior valor. Contudo, isso só acontece quando há uma integração bem pensada entre as soluções e os processos do negócio.

Nesse ponto, podemos citar a gamificação, que, apesar de muitas vezes subestimada, vem ganhando espaço como uma ferramenta poderosa no que diz respeito a combinar tecnologia e o fator humano. Aplicar elementos típicos de jogos em ambientes corporativos pode parecer uma estratégia pouco eficaz e até mesmo inapropriada, mas os resultados são expressivos. Relatórios apontam que a gamificação aumenta o engajamento de colaboradores em até 60%. Mais do que um recurso divertido, é um mecanismo de motivação contínua, que transforma metas em desafios, reconhece conquistas e estimula a superação.

O efeito também é significativo para o cliente. Programas de fidelidade baseado em missões e recompensas vem sendo destaque como uma alternativa para ampliar o envolvimento do público com os negócios. Segundo a Deloitte, empresas que adotam a gamificação registram aumento médio de 47% no engajamento de clientes. É uma forma de gerar valor sem depender de grandes investimentos, apenas usando bem as tecnologias disponíveis.

Porém, não se trata de escolher entre um recurso ou outro. O maior ganho vem da combinação entre eles. Ao unir IA com gamificação é possível gerar experiências totalmente personalizadas, com desafios ajustados ao perfil de cada usuário, seja ele um consumidor ou um colaborador.

O ponto central é: nenhuma ferramenta entrega resultado sozinha. Independente de qual seja, a ferramenta precisa estar a serviço de uma estratégia muito bem definida e é preciso entender também como aplicar o fator humano em conjunto. Mais do que escolher qual tecnologia adotar, é preciso saber para quê, quando e como usá-las. E, principalmente, preparar as pessoas para operá-las com autonomia e senso crítico. A máquina pode representar rapidez e eficiência, mas é o ser humano que fará a diferença. No final das contas, inovar é saber combinar recursos, processos e talentos. E tudo na mesma medida. 

A revolução do marketing de influência está na escala – e a Unilever acaba de provar isso

Rapha Avellar
-
0
A revolução do marketing de influência está na escala – e a Unilever acaba de provar isso

Quando uma mensagem vem diretamente de uma marca, ela já nasce sob suspeita — e não sou eu que afirmo isso. As palavras que simbolizam uma mudança de mentalidade na lógica publicitária foram ditas por Fernando Fernandez em sua primeira entrevista como CEO da Unilever. Na conversa com a jornalista do The Times, o executivo fez o anúncio de uma nova estratégia que tem sido objeto de debate entre marcas, agências e profissionais do mercado: sob o comando de Fernandez, a multinacional de bens de consumo vai reduzir o investimento na publicidade criada pela marca e aumentar em 20 vezes o orçamento destinado a influenciadores.

O assunto gerou repercussão imediata no mercado global porque não só representa uma transformação gigantesca na forma de dar visibilidade para uma marca, mas trata-se de uma resposta à mudança de comportamento do consumidor. Se eles estão céticos em relação à publicidade tradicional, do que adianta continuar investindo rios de dinheiro em campanhas que o público já aprendeu a ignorar?

Eu entendo que, se as pessoas não confiam mais tanto nas marcas para tomar suas decisões de compra, é evidente a necessidade de estabelecer esse vínculo de outra forma. Não à toa, o CEO da Unilever batizou a nova estratégia de “social-first”, priorizando canais sociais e vozes humanas como principal interface com o público.

Isso não quer dizer, é claro, que marcas do porte da Unilever só estão descobrindo agora o poder do marketing de influência. Seria completamente ingênuo e equivocado analisar a notícia por esse prisma. A questão, na verdade, diz respeito à escala. Em vez de concentrar verba em poucos veículos de grande notoriedade ou em uma dúzia de porta-vozes famosos, existe um movimento de querer estar presente em diferentes espaços, dialogando com consumidores variados.

Na minha avaliação, tal mudança tem a ver com a conscientização de que aquela mega celebridade de cachê exorbitante não é realmente uma “voz universal”. Ou seja, ela não constrói conexões genuínas com nichos diversos, nem representa o consumidor médio. Já um influenciador consegue dialogar com públicos específicos porque cultiva uma relação próxima com os seus seguidores, conhece a sua audiência e fala com legitimidade, contexto e empatia. É exatamente esse tipo de conexão que a Unilever está buscando ao afirmar que quer ter pelo menos um influenciador em cada município — e até 100 em alguns. Trata-se de ativar vozes locais, micro líderes de comunidades, que falam a língua de cada público regional. Uma estratégia impossível de ser executada com estrelas globais, mas totalmente viável e escalável com creators. E essa é uma verdade ainda maior no que diz respeito aos micro e nano criadores.

Quem me conhece sabe que eu sempre insisto nesse ponto: a estratégia das marcas precisa valorizar esse perfil. E isso pelo simples fato de que micro e nano creators comprovadamente formam comunidades muito mais engajadas e com uma relação de confiança estreita. Sim, a tal da confiança que o CEO da Unilever quer resgatar.

Uma prova disso está nos resultados de uma pesquisa recente da BrandLovers: uma campanha de R$1 milhão distribuída em micro creators obteve um custo médio por visualização de R$0,11 (9,1 milhões de views), enquanto a mesma verba com macro creators resultou em R$0,31 por view (3,2 milhões de views). Ou seja, o alcance por real investido foi 65% maior usando micros.

Ignorar esses dados que mostram a maximização do alcance de uma campanha sem o aumento de orçamento só pode ser explicado por um apego ao modelo antigo — apego este que se revela também em certa resistência em usar a tecnologia.

Sei que existem diversos cases de sucesso de marcas que incorporaram inteligência artificial e inteligência de dados na sua estratégia de marketing. Contudo, ouso dizer que a grande maioria ainda padece de amadorismo operacional travestido de tradição, o que é um problema considerando que o marketing de influência bem feito é aquele que vai além da multiplicação de influenciadores. Ele busca, antes de tudo, multiplicar inteligência. Os antigos métodos de seleção manual e de apostar em celebridades isoladas já mostram claros sinais de esgotamento, com ineficiências enormes, de modo que o futuro pertence a quem combinar dados, tecnologia e criatividade humana para transformar creators em uma mídia altamente eficaz.

A Unilever está sinalizando ao mercado que o jogo mudou. Porém, a grande questão que fica é: quantas marcas vão saber fazer esse movimento de forma estratégica? A ampliação de investimentos em creators só faz sentido se vier acompanhada de eficiência operacional, previsibilidade e mensuração em tempo real. Sem isso, estamos apenas inflando um mercado com dinheiro mal distribuído.

Escalar o marketing de influência sem tecnologia é como tentar comprar mídia programática por telefone: impossível de sustentar. Só com plataformas que automatizam seleção, ativação e mensuração — como já fazemos há anos na publicidade digital — é que conseguimos transformar influência em um canal escalável, eficiente e com ROI mensurável.

Precisamos compreender de uma vez por todas que o grande diferencial não está em quem gasta mais com a sua estratégia de marketing. Em vez disso, o resultado de destaque vem da capacidade de uma marca usar tecnologia para garantir que cada real investido em influência seja traduzido em impacto verdadeiro. Isso exige um novo mindset: um que priorize dados, autenticidade e estratégias inteligentes.

Perakendeci, sigortacının seçimi pazarınızın başarısını tanımlayabilir

Solomon Lacerda
-
0
Perakendeci, sigortacının seçimi pazarınızın başarısını tanımlayabilir

İşletmenizle ortak olacak bir sigorta şirketi seçmek sadece bir maliyet veya kolaylık meselesi değildir. Müşteri deneyiminin marka başarısını tanımladığı perakendede, bu karar güveninizi ve memnuniyetinizi doğrudan etkileyebilir. Peki bu ortaklığı kapatmadan önce nelere dikkat edilmelidir?

Her şeyden önce, sigortacının itibarını analiz edin.şikayet oranı, ortalama yanıt süresi ve kararlılığı gibi göstergelere bakmak, gelecekte baş ağrılarını önleyebilir.Ayrıca, zaten ortağı çalışan danışmanlık şirketleri, pratikte operasyonlarını anlamak için yardımcı olur.

Teknoloji: basitleştirme mi yoksa komplikasyon mu?

Sigortacı, sezgisel platformlar, otomatik süreçler ve sistemlerinizle basit entegrasyon ile akıcı bir dijital deneyim ¡t sunmuyorsa (Farklılık değil, sorun kazanabilirsiniz. Herhangi bir sözleşme imzalamadan önce, hizmeti müşteriymiş gibi deneyin. Üyelik süreci kolay mı? Destek çevik mi? cevabı hayır ise başka bir seçenek aramanın zamanı gelmiş olabilir.

Kullanılabilirliğin yanı sıra, sigortacının müşteri hizmetlerini optimize etmek için Yapay Zeka, riskleri belirlemek için tahmine dayalı analiz ve süreç otomasyonu gibi teknolojik trendleri takip edip etmediğini değerlendirin.İnovasyona yatırım yapanlar perakende pazarının ihtiyaçlarına daha verimli ve uyarlanabilir çözümler sunma eğilimindedir.

Ticaret: fiyatlardan, değerden daha fazlası

Fiyat önemlidir, ancak tek kriter olmamalıdır İyi bir ortaklığın müşteri için kar marjı ve katma değeri dengeleyen avantajlı ticaret koşulları sunması gerekir. Bu, işletmeniz için istikrar ve güvenlik sağlayan sözleşme maddelerine kadar her şeyi içerir. Unutmayın: İlk başta çok olumlu görünen bir müzakere, uzun vadeli tuzakları gizleyebilir.

Ayrıca sigortacının sunabileceği ek faydaları da değerlendirin. Bazı şirketler, sigorta teklifini artırmak için satış ekibine yönelik eğitim programları, özel destek ve ortak pazarlama kampanyaları sağlar. Bu faktörler, bir oyuncu veya diğeri arasında karar verirken büyük fark yaratacaktır.

Bir şeyler ters gittiğinde kim cevap verir?
Düşünün ki bir müşteri mağazanızda anlaşmalı olduğu sigorta ile ilgili bir sorun yaşıyor ve hızlı destek alamıyor olumsuz etki markanıza düşüyor yani hizmet kalitesini değerlendirin Çok kanallı desteği var mı? sorunları çevik bir şekilde çözün? müşteri hizmetlerine öncelik vermeyen bir sigortacı itibarınız için büyük bir risk haline gelebilir.

Müşteri hizmetlerinde hız ve verimliliğin yanı sıra perakende ortağı için benzersiz bir kanal sunmak önemlidir. Doğrudan erişime sahip olmak, problem çözmeyi optimize edebilir ve ilgili herkesin deneyimini geliştirebilir.

Finansal sağlamlık: istikrarın garantisi
Son olarak, sigortacının finansal sağlığının analiz edilmesi gerekir. İstikrarsızlık geçmişi olan şirketler, taahhütleri yerine getirmekte zorluk yaşayabilir ve bu da güvensizlik yaratır.

Bir diğer yönü ise farklı pazarlarda faaliyet gösterebilmesidir.Konsolide operasyonlara sahip şirketler kriz durumlarında daha fazla yanıt verebilirliğe sahiptir ve daha sağlam bir çözüm portföyü sunar.

Doğru seçim markanızı güçlendirir
Bir sigortacıyla yakın ortaklık bir sözleşmenin ötesine geçer.Bu nedenle herhangi bir karar vermeden önce doğru soruları sorun ve acele etmeyin.Markanıza değer katan bir şirket seçmek, ilgili herkes için avantajlı uzun vadeli bir ilişki kurmak için gereklidir.Sonuçta Perakendede güven en değerli varlıklardan biridir.

Cinco estratégias para potencializar as vendas no Dia das Mães

E-Ticaret Uptate
-
0
Cinco estratégias para potencializar as vendas no Dia das Mães

Com a proximidade do Dia das Mães, varejistas de todo o Brasil se mobilizam para aproveitar ao máximo a ocasião e impulsionar o faturamento. Tradicional data de alto volume de vendas, ela ainda registra crescimento a cada ano. De acordo com dados do Índice Cielo do Varejo Ampliado (ICVA), as vendas durante o Dia das Mães em 2024 tiveram um crescimento de 6,8% em relação ao mesmo período do ano anterior. O levantamento, que ainda apontou um aumento de 7,3% nas vendas físicas e de 2,3% no e-commerce.

Para ajudar empreendedores a se prepararem com eficiência, Zahra Jivá, Diretora Global de Estratégias para Vendas da Pipedrive, elenca cinco dicas essenciais para vender mais no Dia das Mães. Confira:

1. Planeje sua estratégia de marketing

O primeiro passo para o sucesso é um planejamento sólido. Defina prioridades, identifique seu público-alvo, estabeleça metas e estruture ações de divulgação. O uso de ferramentas como o CRM pode otimizar campanhas de marketing, garantindo a captação e fidelização de clientes.

2. Use a Inteligência Artificial a seu favor

Entre as empresas que adotaram a IA, 79% relatam o aumento da produtividade como sua principal motivação, segundo o relatório State of AI in Business. As aplicações de IA mais comuns entre as empresas incluem criação de texto e conteúdo (75%), resumo de conteúdo (52%), transcrições (29%), pesquisa (24%) e geração de relatórios de vendas (17%).

A IA também aprimora a qualificação de leads e pode atuar na eficiência e na personalização das demonstrações de produtos.

3. Organize as informações de clientes

Com diferentes perfis de consumidores, é essencial utilizar ferramentas de organização para armazenar e gerenciar dados detalhados de cada cliente. Isso permite uma abordagem mais personalizada, aumentando as chances de conversão.

4. Invista no relacionamento a longo prazo

Além de atrair novos clientes, é fundamental manter um vínculo sólido com os atuais. Construir relações de confiança contribui para a fidelização e gera oportunidades contínuas de vendas ao longo do ano. Faça promoções, compartilhe cupons de desconto, para atrair a atenção também de quem já conhece seu produto.

5. Use os dados a seu favor

A coleta e a análise de dados qualitativos dos clientes são importantes para entender suas motivações e necessidades. Esses insights podem ser fundamentais para fechar vendas e garantir o sucesso no Dia das Mães. Os CRMs alimentados por IA proporcionarão cada vez mais experiências hiperpersonalizadas, analisando vastos conjuntos de dados e adaptando cada interação às preferências e aos comportamentos individuais do cliente.

Otomasyon ve yapay zeka bankacılık ve fintech müşterilerine nasıl fayda sağlıyor?

E-Ticaret Uptate
-
0
Otomasyon ve yapay zeka bankacılık ve fintech müşterilerine nasıl fayda sağlıyor?

A expansão dos sistemas de automação de dados, big data e modelos de inteligência artificial especializados nos coloca, novamente, em um momento de grandes transformações tecnológicas. Vemos um crescimento exponencial do mercado de IAs — um estudo da Grand View Research aponta uma taxa anual de crescimento de 37,3% até 2030. Do varejo à saúde, essas aplicações vêm se ampliando a cada ano, auxiliando empresas e clientes a melhorarem seus processos e algumas tomadas de decisão.

No mercado financeiro não é diferente. “Investindo em tecnologias de automação e IA, percebem-se não apenas benefícios internos, como operações simplificadas e mais ágeis, mas melhorias significativas para a experiência dos clientes, entregando um ganho de valor real”, afirma Willian Conzatti, sócio-fundador da Concrédito, fintech especializada em crédito consignado e soluções financeiras acessíveis. “Essa transformação tecnológica impulsiona o crescimento da empresa e, ouso dizer, de todo o mercado, já que melhora a competitividade e a oferta de serviços”, continua.

A seguir, o especialista enumera os principais benefícios da tecnologia, baseados em suas experiências à frente da fintech. Confira:

1. Atendimento mais rápido e eficiente

Com a automação de processos, os clientes desfrutam de um atendimento mais ágil. A IA permite a realização de operações, como a contratação de serviços, em tempo recorde, sem a necessidade de intervenção humana. Isso significa menos burocracia e mais praticidade para os usuários, que podem resolver suas demandas de forma rápida e segura.

2. Soluções personalizadas

A inteligência artificial é capaz de analisar grandes volumes de dados em tempo real, permitindo que as fintechs entendam as necessidades específicas de cada cliente. Com isso, as empresas oferecem soluções personalizadas, adaptadas ao perfil e às expectativas de quem busca seus serviços. Essa personalização garante uma experiência única e de alta qualidade — o que garante acesso a soluções que atendem não apenas às necessidades atuais, mas também a possíveis demandas futuras.

3. Redução de custos e condições mais competitivas

A automação reduz custos operacionais, um benefício que pode ser repassado diretamente aos clientes. Com processos mais eficientes, a empresa consegue oferecer condições mais vantajosas do que as concorrentes, como taxas reduzidas e prazos flexíveis, tornando seus produtos e serviços mais acessíveis ao público-alvo.

4. Comunicação fluida e antecipação de necessidades

Nada de respostas genéricas. Ao responder dúvidas e solicitações rapidamente — com um diálogo adequado e baseado nas interações anteriores da instituição, habilidade adquirida por meio de machine learning —, a IA permite uma comunicação mais eficiente com os consumidores. 

A tecnologia antecipa necessidades, oferecendo soluções antes mesmo que o cliente identifique os problemas. Assim, cria uma relação de confiança e proximidade, reforçando a satisfação do público.

5. Segurança e confiabilidade

A automação e a IA também garantem maior segurança nas operações. Com sistemas avançados de análise de dados, é possível identificar e prevenir possíveis riscos, protegendo as informações e os interesses dos clientes. Essa confiabilidade é essencial para quem busca tranquilidade ao contratar serviços financeiros.

1...159160161...552Página 160 de 552

SON MAKALELER

POPÜLER HİKAYELER

POPÜLER KATEGORİLER

HAKKIMIZDA

E-Commerce Update, e-ticaret sektörü hakkında yüksek kaliteli içerik üretme ve yayma konusunda uzmanlaşmış, Brezilya pazarında bir referans şirketidir.

İletişim: contato@ecommerceupdate.com.br

© E-Commerce Update 2024 - Tüm hakları saklıdır.

[elfsight_cookie_consent id="1"]