2025 yılı, şirketlerin faaliyet gösterme ve müşterilerle etkileşim kurma biçimini dijital olarak dönüştüren yıkıcı teknolojilerle lojistik sektörünün evriminde bir dönüm noktası olacağa benziyor. Kendisini müşterileri için bir büyüme platformu olarak konumlandıran Luft Logistics, bu yıl sektörü yönlendirecek beş ana trendi sıraladı.
Son derece rekabetçi bir pazarda, şirket süreçleri optimize etmek, maliyetleri düşürmek ve müşteri deneyimini iyileştirmek için inovasyonun önemini vurguluyor. Şirketin sıralamasında, Yapay Zeka (YZ) dijital dönüşümün ana itici gücü olarak öne çıkıyor. Data Makers tarafından yapılan bir ankete göre, üst düzey yöneticilerin 10'da 8'i YZ'ye öncelik veriyor.
Şirketin Bilgi İşlem Direktörü Gustavo Saraiva, “Yapay zeka, depo otomasyonundan talep tahminine ve rota optimizasyonuna kadar her alana nüfuz ediyor” diyor. Aşağıda, yönetici bu yıl öne çıkan teknolojileri sıralıyor:
Her seviyede yapay zeka
Yapay zekâ, depolardaki robotlarla sınırlı değil. 2025 yılına kadar, talep tahmininde, geçmiş verileri ve dış değişkenleri analiz eden akıllı algoritmalarla talebi doğru bir şekilde tahmin ederek envanteri optimize edip israfı önleyecek; rota optimizasyonunda, trafik, hava koşulları ve yakıt maliyetleri gibi faktörleri dikkate alarak en verimli rotaları hesaplayan yazılımlarla teslimat sürelerini kısaltıp kaynak tasarrufu sağlayacak; müşteri hizmetlerinde, 7/24 destek sunan, sık sorulan soruları yanıtlayan, siparişleri takip eden ve sorunları hızlı ve verimli bir şekilde çözen sohbet robotlarıyla; ve öngörücü bakımda, ekipmanları gerçek zamanlı olarak izleyen, arızaları tahmin eden ve önleyici bakımı planlayan sensörlerle uygulanacak.
Nesnelerin İnterneti (IoT)
Nesnelerin İnterneti (IoT), bağlantılı bir tedarik zinciri için de bir trend olarak ortaya çıkıyor. Tedarikçilerden son müşterilere kadar bağlantıları kurmayı sağlıyor. Sensörler, takip cihazları ve akıllı cihazlar, konum, sıcaklık, nem ve diğer önemli değişkenler hakkında gerçek zamanlı veriler toplayarak görünürlüğü ve gerçek zamanlı izlemeyi sağlıyor. Stok yönetiminde sensörler, seviyeleri izlemeye, stok yenilemeyi otomatikleştirmeye ve stok tükenmesini önlemeye yardımcı olurken; hassas ürünlerin sıcaklığını izlemede ise, bozulabilir ürünlerin, ilaçların ve sıkı sıcaklık kontrolü gerektiren diğer ürünlerin taşıma ve depolama sırasında bütünlüğü garanti altına alınıyor.
Gelişmiş Robotik
Otomasyon için robotik de yükselişte; otonom ve işbirlikçi robotlar (kobotlar) depolarda ve dağıtım merkezlerinde giderek daha fazla yer alarak, toplama ve paketleme, malzeme taşıma, palet ve kutu taşıma gibi görevleri yerine getiriyor. Bu iş akışı optimizasyonu, çalışanların daha karmaşık görevlere odaklanmasını sağlıyor. Envanter yönetiminde ise, kamera ve sensörlerle donatılmış dronlar, stok sayımlarını hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirerek operasyonel kesintilere olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.
Blok zinciri
Lojistikte güvenlik ve şeffaflık da bir diğer önemli odak noktasıdır. Blockchain teknolojisi, ürün takibinde kullanılarak verilerin güvenliğini ve değiştirilemezliğini sağlar, orijinalliği ve menşeini garanti eder. Ayrıca, tedarik zincirindeki farklı katılımcılar arasında güvenli bilgi paylaşımına olanak tanıyarak, sözleşme yönetimi ve veri paylaşımında da daha sık kullanılacaktır.
Sürdürülebilirlik
Son olarak, çevreye duyarlılık hayati bir faktör olmaya devam ediyor. 2025 yılına kadar sürdürülebilirlik, rota optimizasyonu, yapay zeka ve algoritmalarla kat edilen mesafelerin ve yakıt tüketiminin azaltılması; yenilenebilir enerjiler, filo elektrifikasyonu, CNG ve güneş enerjisi yoluyla şirketler için rekabetçi bir farklılaştırıcı unsur olmaya devam etmelidir. Geri dönüştürülmüş ve biyolojik olarak parçalanabilir malzemeler kullanan çevre dostu ambalajlar da çevresel etkiyi azaltacaktır.

